Erdoğan, geniş bir yaş kümesinde görülebilen boyun fıtığının boyun-kol ağrısı, el ve parmaklarda uyuşma ile cansızlık olarak kendisini gösterdiğine dikkat çekti.
Orta yaşlılarda daha sık rastlanan ve yaşlanma sonucu kireçlenmeye bağlı hudut sıkışması nedeniyle de ortaya çıkan boyun fıtığının, darbe ve travma sonucu da görülebildiğini vurgulayan Özel Beğenilen Kuşadası Hastanesi Beyin ve Hudut Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Gültekin Erdoğan, “Boyun fıtığı kişinin hareketsiz hayat stili ve mesleğine nazaran de artış gösterebiliyor. Öne eğilerek iş yapan, elişi ile uğraşan, yüksek yastık kullanan şahıslarda boyun fıtığı oluşma riski artıyor. Bize gelen hastanın öncelikle şikayetini dinliyoruz. Risk faktörlerini belirlemek için boyun hareket açıklığı, kuvvet, duyu ve refleks bozuklulukları var mı diye inceliyoruz. Boyun fıtığını düşündüren bulgular varsa boyun MR’ı çekiliyor. MR ile hem omurganın yapısı hem de hudut köklerini inceliyoruz. Hudutlar üzerinde baskı var mı ve varsa şiddeti, derecesi nedir görebiliyoruz. Hastanın durumuna nazaran öncelikle ilaç tedavisi ve fizik tedavisi uyguluyoruz. Şayet baskı şiddetliyse ve fıtıklaşma varsa ameliyat öneriyoruz” diye konuştu.
Boyun Fıtığında Erken Teşhis ve Tedavi UyarısıBoyun Fıtığı Tedavisinde Mikro Cerrahi Yöntemi
Günümüzde boyun fıtığı ameliyatlarında daha çok mikro cerrahiyle tedavi gerçekleştirdikleri bilgisini veren Erdoğan, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Bu ameliyat kritik dokulara en az ziyanı verdiği için tercih ediliyor. Şahıstan şahsa değişmekle birlikte operasyon bir buçuk saat kadar sürüyor. Boyun omurunda oluşan hasarlı fıtıklaşmış dokuyu alıyoruz. Alınan doku yerine destekleme yapıyoruz. Böylece ameliyat sonrasında yaşanabilecek ağrı sızıyı da azaltmış oluyoruz. Mikro cerrahi ameliyatı, hastalara değerli avantaj sağlıyor. Doku hasarı en az düzeyde olduğu için hasta ameliyattan sonraki gün meskenine gidebiliyor, 1 hafta içinde de olağan yaşantısına dönebiliyor” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
